Makedonya “renkleniyor”
Çeyrek asırlık bağımsızlık serüveninin en kritik siyasi krizlerinden biriyle karşı karşıya kalan Makedonya Cumhuriyeti`nde her şey o kadar da karanlık değil.
Geçtiğimiz yıl öğrenci eylemleriyle başlayan, daha sonra 5 Mayıs eylemleri, Makedonya tarihinin en kalabalık mitingi 17 Mayıs halk buluşması ve akabinde Özgürlük Kamp’ıyla demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren Makedonya vatandaşları geçtiğimiz dönemde bu progresif hareketlenmelere bir yenisini daha eklediler: “Renkli Devrim”!
Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov’un ani bir kararla, Özel Yetkili Savcılığın birçok siyasiye karşı yürütmüş olduğu soruşturma süreçlerini durdurması, daha doğrusu birçok siyasetçiyi af etmesi bir anda ülke gündemine oturdu. Kısa sürede bu çılgınca karara tepkiler de çığ gibi büyümeye başladı. Muhalefet cephesi İvanov’un bu kararını siyasi bir hamle olarak değerlendirdi ve Anayasa’nın bir kez daha çiğnenmemesi için kararın derhal geri çekilmesini talep ederken, başta AB ve ABD olmak üzere uluslararası camiadan da çok sert tepkiler geldi ve atılan bu adımla birlikte krizin daha da büyüyeceğinin altı çizilirken, Makedonya’nın demokratik değerlerden biraz daha uzaklaşacağı hatırlatıldı. Sivil toplum sektörüyle birlikte vatandaşlar da Cumhurbaşkanı’nın bu kararını olumsuz bir karar olarak değerlendirdiler.
Sosyal medya üzerinden spontane bir şekilde organize olan vatandaşlar kararın alındığı gün tepkilerini sokaklara çıkarak göstermeye başladılar. Kısa sürede kabarık sayıda vatandaş başkent Üsküp sokaklarında Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov’u protesto ederek, af kararını geri çekmeye davet ettiler.
İvanov’un sessizliği ve güvenlik güçlerinin zaman zaman aşırı güç kullanması; vatandaşların motivasyonunu azaltmadığı gibi; her akşam saat 18.00’de başkent Üsküp’te başlayan protestolara olan ilgi gün geçtikçe arttı. Kısa sürede ülke geneline yayılan eylemler, 15in üzerinde şehirde yoğun katılımlara sahne oldular ve aynı enerjiyle devam etmekteler.
17 Mayıs havasının tekrar ön plana çıktığı eylemlerde yaşlısından gencine, aydınından işçisine, Makedonundan Türküne kadar her kesimin boy göstermesi; özlenen, kenetlenmiş, Avrupai değerler ışığında hareket etmek isteyen, yenilikçi bir toplumun oluşmakta olduğunun habercisi olarak göze çarpmakta.
Eylemcilerin son derece yaratıcı fikirler ışığında hareket etmesi sonucu ‘’Renkli Devrim’’ kavramıyla da tanışmış olduk. Her fırsatta şiddet yanlısı olmadıklarını belirten eylemcilerin Gruevizmin yapı taşlarından biri olan Üsküp 2014 projesindeki heykelleri ve yapıları “boyayarak”tepki göstermesi tüm dünyada sempatiyle karşılandı. Aşırı milliyetçi mesajlar empoze eden bu 600 milyon Avroluk bu projenin ideolojik sorunlar yaratması dışında, finansal açıdan da birçok şaibeye yol açmış olması ve Üsküb’ün tarihi dokusuna kalıcı hasar vermiş olması bu renkli ‘saldırıları’ daha da manidar kılmakta.
Bir ayın üzerinde bir süre geçmesine rağmen hız ve enerji kaybetmeyen eylemler ülkemizi renklendirmeye ve demokrasi yolunda ışık saçmaya devam ediyor. Uzun ve sıcak bir yazın bizi beklediği önümüzdeki aylar çok şeye gebe olsa da, ‘Renkli Devrim’in toplumumuza şimdiden katmış olduğu pozitif değerleri unutmamamız gerekir!