Celil Ahmed: Türk Siyasilerin Acizliği

Siyaset çok geniş anlamlar ifade eder. Belli başlı çıkarları elde etmek adına önceden yazılmış ve uygulanan kurallar içinde kullanılan bir araçtır. Elbette bu kadar az bir tarifle gerçek anlam kazandırılamaz. Tabii ki siyaset analizi yaparak, siyaset kuramlarını aşılamak, yönetim biçimlerini benimsemek, siyasal sistemlerini anlamak basit konular değildir.

Ancak bu küçücük ülkemizde, görüyoruz ki birtakım siyasetçiler kendilerini hayal dünyasına kaptırmış tam gaz ilerliyorlar. Türk siyasileri siyaseti iktidar ve muhalefetten ibaret sanıyor. Ya oyundasın yada oyun dışısın diye bir anlayış var. Kendilerini ciddi bir siyasetçi tanımlayıp hiç de tutarlı olmadıklarının farkında değiller.

Aynı durum dün Kanal 5 televizyonunda yaşandı. ”Samo Vistina” isimli tartışma programına, eski Türk Bakan ve yeni hükümette yer alan Roman asıllı Bakan katıldılar. İkisi de çapına göre birşeyler anlatmaya çalıştı. Günlük siyasetten girdiler, yüksek siyasetten çıktılar. Sırası geldi tarihçi rolünü aldılar ve öylece yuvarlanıp gittiler. Asıl vurguyu sözde ciddi siyasi parti başkanının sarfettiği 25 yıllık parti temsilcisi için yapmak istiyorum. Tabii onu da anlıyoruz, üzerine vazife almış, ancak gittiğin yolu bileceksin. İktidarda muhalefette olan herkes için geçerli bu sözler. Millet başının tacı ettiği gibi, ayaklar altına almasını da bilir. Size yaptığı gibi.

Türk siyasilerin acizliği, düne kadar iktidar diye geçinen suç ortakları, hiçbirşey olmamış gibi bugün muhalefet rolünü kapmış durumda. Muhalefet yapmak bu kadar kolay değildir. Bilgini sürekli geliştireceksin, birikimini sürekli güncelleyeceksin. Görüyoruz ki bunlar hala geri viteste. Hala bir hazır lokma peşindeler. O günler geride kaldı. Artık uyanma zamanı, yaptıkları siyasi intihardan başka bir şey değildir.

Elbette 25 yıllık ciddi siyasi parti diye geçinmek, 1 (bir) seçim bölgesini uygulamaya koymak bir uyuşmazlığı göstermektedir. Madem 25 yıllık ciddi bir partisin ne diye tek seçim bölgesini uygulamaya koyamadın. Kopya çekmek kolay da ondan. Bu durum şimdi mi akıllarına geldi. Ama Makedonya Türk topluluğu bunların samimiyetsiz harekeketlerinin cevabını 11 Aralık’ta verdi. Biz de yıllardan beri görüyoruz.

Bu partiler kendilerine çeki düzen vermelidirler, rejimle birlikte yürüyen ve onların kuklaları olmaya devam eden tüm yönetim istifa edip yeniden yapılanmaya gidilmelidir. Türklerin geleceği kendini, seçmenini, milletini tanımayan sözde siyasilere bırakılamaz.

Nüfus sayımı meselesine gelince, sayımın yapıldığı dönemde o zaman ki iktidar ortağı ve kuklası Türk partisinden Merkez Sayım Komisyonu’nda 2 temsilci vardı. İsimleri de arşivlerden bulunabilir. Bunlar ve iktidar babaları sayısız oturuma katılıp, oturum başına 10.000 mkd (on bin makedon denarı), yüzbinlerce denar milletin parasını cebe indirdiler. Sonuç mu? Devletin bütçesinden 14 milyon avrodan fazla para harcandı. Milletin parası yağmalandı. Burada da belirtelim, Türk temsilcileri bu Merkez Sayım Komisyonu oturumlarında kimlere ve nasıl hizmet etti!!

Sen sayımdan son sayıları almadan, resmi istatistikleri bilmeden neye dayanarak garantili azınlık temsili arıyorsun? Siyaset anlayışı kıt olan birinden tespitler kaale alınmamalıdır.

Kaş yapayım derken göz çıkartıyorsunuz…

Sayım konusu açılmışken, Makedonya’daki Türklerin ortak hedeflerini hatırlatacak bir süreç olacağını hep birlikte göreceğiz. Bir önceki dönemde bu ruh yakalanamadı. Çünkü hırsızlık peşindelerdi. Bu süreç gelecek 10-15 yıl içinde Türklerin önceliklerini sorgulamalarını ve dikkatli adımlar atmalarına öncülük edecektir. İTTİFAK MI? Makedonya Türk siyasetini erozyona uğratanlar tamamen siyasetten çekilmeden olmaz.