GÜNCEL

Gökkaya: Bir Garip Türkçe Eğitim Bayramı

21 Aralık Kuzey Makedonya Türkçe Eğitim Bayramı. Aynı zamanda Makedonya Türklerinin milli bayramı da diyebiliriz.

Peki, bayram nedir?

Madem Türkçe Eğitim Bayramı, o zaman bizde Türk Dil Kurumu sözlüğünden sorumuzu cevaplayalım;

“Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler…”

Peki, milli bayramlar neden kutlanır?

Birlik ve beraberliğimizi dosta, düşmana göstermek ve atalarımızın bize emanet ettiği değerlerin önem ve kıymetini idrak etmek için.

Doğrusu nereden başlayacağımı bilemiyorum. Çünkü nerden başlasak elimizde kalıyor…!

Düşünebilir yor musunuz; bir ülkede Türkçe Eğitim Bayramı kutlanıyor ama o ülkedeki Türklerin oylarıyla parlamentoda kendilerini temsil eden insanlar o kutlamada yok…!

Peki, kutlama yapılan ülkedeki Türkleri temsilen hükümette yer alan kabine üyelerinin o kutlamada yer almayışını aklınız alıyor mu?

Tüm Türk ve İslam âlemini kucakladığını iddia eden anavatan Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri ve kuruluşları bu kutlamaları kimlerle organize ediyor, ya da kimlere destek veriyor? Bu kurumun başında kim var?

Hemen cevaplayalım; yolsuzluk suçundan iki yıl hapis cezasına çarptırıldığı için sahte belge ve kimlik ile ülkesinden kaçan ve Macaristan’a iltica başvurusu yapan bir adamın liderlik yaptığı partiden milletvekili adayı olan bir şahıs…!

Ha bu arada; bu konuda da ne kendilerini, ne de ülkedeki Türk partileri tarafından dışlandığı için sırf koltuk uğruna karşı bloklara geçip aday olan isimleri de eleştirmiyoruz. Çünkü onların sponsorlarının ve menajerlerinin talimatlarıyla hareket ettiklerini gayet iyi biliyoruz.

Adı; Makedonya Türk Sivil Teşkilatları Birliği. Peki, böylesine önemli bir birliğin başkanının partiler üstü olup tüm toplumu kucaklaması gerekmez mi? Elbette gerekir. Ancak tam politize. Bunu sağlayanlarda ne yazık ki bizimkiler…!

Bu insanları parlatmak için ülkemin siyasi büyükleri ve kurumları kutlamalar düzenler. Ülkemin elçileri bu insanlarla yardım dağıtır. İnsanımın dini duyguları doğrultusunda Kızılay’a bağışladığı kurbanlar, bazı siyasilere ve partilere siyaset malzemesi olur, bunun adına da “Evlad-ı Fatihan’a sahip çıkmak” denir…!

Tabi bu arada, “Türk’ün partisi olmaz, Türk’ün Arnavut eşi olur” deyip, Neo Osmanlı ayaklarıyla Balkanlar’daki bazı etnik gruplara yaşadıkları ülkelerde parti kurduranları da gayet iyi biliyoruz…!

İşin ilginç yanı da şu; bizim bazı üstün zekalılar akıllarınca Balkan siyasetini dizayn ediyor ve o ülkelerin milletvekilleri de, bakanları da, meclis başkanları da, başbakanları da onlar için kutlamalara katılıyor. Ama onlar bilmiyorlar ki, o insanlar bunu ülkemize ve ülkelerindeki Türk Toplumlarına duydukları saygı nedeniyle yapıyor.

Böyle bayram olmaz. Böyle kutlamada yapılmaz. Ülkedeki Türk Toplumunu temsil eden iki Türk partisi, iki ayrı kutlama yapacak, birileri de Türkiye Cumhuriyeti adına; milletin iradesiyle mecliste ve hükümette temsil edilen isimlerin ve partilerin karşısında aday olanlara sponsorluk yapacak….!

Bunu neden yaptığınızı gayet iyi biliyoruz. Aklınızca talimatlarınıza uymayanları cezalandırıyor ve onları yok sayıyor sunuz! Ama unuttuğunuz bir şey var; toplumları onları var sayıyor ve sandıktaki tercihleriyle bir yerlere taşıyor.

En zor günlerinde ecdadı sırtından hançerleyenlere demokrasi getirme hayaliyle yola çıkıp, Arap çöllerine saplanan politik bakışla, 1912 Balkan Savaşlarıyla birlikte sınır olarak bizden kopartılmalarına rağmen kalben hiçbir zaman bizden kopmayan ve en zor günlerimizde Çanakkale’ye koşan insanlara analıkta yapamayız, babalıkta…!

Elbette Evlad-ı Fatihan’ın yanında olmalıyız. Bayramlarını kutlarken onlara maddi-manevi destekte vermeliyiz. Ancak bunları yaparken şahıs ya da siyaset ayrımı gözetmemeliyiz. “Bizim dediklerimizi yapanlar Türkiye sevdalısı, bize karşı gelenler anavatan haini” mantığından daha sakat bir yaklaşım olamaz. Bu milletin binlerce yıllık bir tarihi vardır ve dış politikası da birkaç kişinin iki dudağının arasına teslim edilemez.

Makedonya’da 21 Aralık’ı, Kosova’da 23 Nisan’ı elbette kutlayalım. Ama bunu TİKA ya da YTB gibi kurumlarımız aracılığıyla Türkiye olarak resmi olarak yapalım. Çünkü ben; ne A partisine mensup, ne B partisine mensup hiçbir Türkiye ya da hükümet düşmanı kimse görmedim. Hele etnisite ayırmaksızın hiç Reis düşmanı görmedim. Birileri, bazı kişi ya da kurumlar için başta Reis olmak üzere birilerine bir takım empozelerde bulunabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bugün kutlamalarına katılmadığınız bazı kurumları da bir zamanlar Makedonya şubeniz gibi görüyor ve gösteriyor, ortak parti içi eğitim çalışmaları filan yapıyor dunuz…?

Bunları yaşamaya devam edeceğiz. Gün gelecek; nasıl Yağcılar’ın yağcıları bittiyse, bir günde Fikrim’in ince gülleri solacak ve maalesef biz yine, “Söylemiştik” diyeceğiz…!

Çünkü bizim felsefemiz; “Devlet-i Ebed-Müddet” tir….

Şükrü Gökkaya

Dıyar-ı Türk Genel Yayın Yönetmeni