Dünya Bankasından Makedonya’ya Yaptırım

İki yıldan bu yana siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşan Makedonya’ya Dünya Bankasından bir soğuk duş etkisi yaratacak bir açıklama geldi. Dünya Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre Makedonya’da Dünya Bankası 25 miyon avro değerindeki krediyi Makedonya’ya onadığını ancak kredinin Makedonya hesaplarına ancak hür ve demokratik seçimlerden sonar yatıracağını bildirdi. 25 milyon avro değerindeki kredi ile Makedonya’da belediyelerin daha iyi bir hizmet verilmesi için öngörüldüğü bildirilmekte. Ancak Makedonya siyasi kriz ile zayıf olan ekonomisi de dibe vurmuş durumda. Dünya Bankası siyasi krizlerde olan ülkelere kredi vermediğini hatta bazı yaptırımlarda bulunmaktadır. 2010 yılında Dünya Bankası, seçim sonrası siyasi krize giren Fildişi Kıyısı’na kredileri dondurduğunu açıklamıştı.

Makedonya gibi siyasi krizlerde olan ülkelere bir tavır sergileyen Dünya Bankası Makedonya’da 57 belediye için öngörülen kredilerin şimdilik durdurulması ve demokratik bir seçim şartı koyması Belediye Başkanlarını zora sokacak gibi. Genelde belediyeler alt yapı projeleri için Dünya Bankasına başvururken, demokratik seçimler olmadan belediyelerde de alt yapı çalışmalarının askıda kalacağı tahmin ediliyor.

Ekonomistlere gore Dünya Bankası’nın sadece ülkedeki siyasi krizden dolayı yaptırımlarda bulunmadığını, bunun arkasında Makedonya’nın dış siyasetinde bir eksen kaymasının olduğu dile getirilmekte. Son yıllarda Rusya ile yakınlaşan devletlere baktığımızda, ülkelerin para birimlerinde ciddi bir devalvasyon yaşandığını görmekteyiz. İktidarın iki yıldır muhalefete karşı düzenlemiş olduğu protestolarda AB ve ABD’ye karşı bir tavır alarak, Rusya bayrağının dalgalandırılması ile Rusya’ya yakınlaştığı göründü. Hatta bazı Rus işadamlarının Makedonya’da yatırım yapıldığı görüldü.

Dünya Bankasının Makedonya’ya uygulamış olduğu yaptırım Makedonya’ya aslında farklı bir mesaj vermek istemiş olabilir. Zira ülkenin demokrasiden uzak yönetilmesi ve iki yıldır bir siyasi krize çözüm bulamayan hükümet, hatta imzalanan anlaşmalara bile sadık kalmayarak anlaşmalarının uygulamalarını sabote ederek siyasi krizin derinleşmesine yol açmıştır.

Ülkenin ekonomik refahı için siyasi krize bir son vermek gerek.