SİYASET

11 ARALIK… UÇURUMDAN ÖNCE SON ÇIKIŞ – A. Sencer Gözübenli

Bu bir seçim arifesi yazısı. Kısa ve öz olacak, temenniyle başlayıp temenniyle bitecek… Her yazımdaki gibi yine AB olacak, Özgürlük olacak, Değişim olacak.

Pazar günü halk, Makedonya tarihinin en kritik seçimlerinde yeni iktidarı belirlemek için sandığa gidecek. Umuyorum Pazartesi sabahı değişim için umut dolu bir Makedonya’ya uyanırız.

Bu seçim, iç politikada değişim için son fırsat olarak nitelendirilirken, ülkeyi yakın takibe alan küresel aktörler için de “ya tamam ya devam” oyunu. Rusya saldırgan jeopolitik çıkarlarını mevcut iktidar üzerinden şekillendirirken, AB’nin de bir politik krizi daha kaldıracak sabrının kalmadığı aşikâr. AB içerisinde sığınmacı karşıtı gruplar, Makedonya’yı “AB sınırını koruyan ülke” olarak görüyor. Bu nedenle yönetimin içine düşeceği bir krizin, sığınmacıları engellenme görevini tehlikeye atacağı düşünülüyor. Diğer taraftan Avrupa’da mülteci kriziyle birlikte daha da yükselen aşırı milliyetçilik ve sağ popülizm yeni ötekiler oluştururken, Makedonya Cumhuriyeti bu durumla ırkçı-muhafazakâr ve popülist VMRO-DPMNE’nin iktidara geldiği 5 Haziran 2006 tarihinden beri yüzleşiyor. Çok uluslu ülkede iktidarda bulunan ırkçı-muhafazakâr ve popülist iktidar partisi, ülkenin kırılgan politik yapısında yeni fay hatları oluştururken ülkede özellikle son yıllarda ciddi şekilde artan işsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve entegrasyon problemleri iç çatışma ihtimallerini artırıyor. Mevcut iktidarın yeniden seçilmesi durumunda Avrupa’da yükselen aşırı sağ trendine kapılarak ayrımcı söylemlerini ve ırkçı-muhafazakâr politikalarına hız vereceği öngörülmekte. Yani bu seçimler ve sonrasındaki süreç AB için aynı zamanda güneydoğu Avrupa’da giderek artan otoriterliği dizginleme kabiliyetinin de testi olacak.

Son olarak… Irkçı-muhafazakâr ve popülist VMRO-DPMNE ile seçim öncesi koalisyon yapan etnik grupların siyasi partilerinin, VMRO-DPMNE’nin gün be gün artan popülizmine destek olmaları ironik. Bu durumun kitlelerin umurunda olmaması da ne yazık ki tek bir gerçekle açıklanabilir: Kişisel çıkarların, toplumsal değerler, ilkeler ve toplumun hakkından daha değerli görülmesi. İşte bu can yakıyor.

Bugüne kadar her seçim Makedonya’nın geleceği için birer kritik virajdı. Ancak hava bugün her zamankinden daha soğuk. Yol daha kaygan. İktidarın freni tutmuyor. Aşağısı uçurum. 12 Aralık sabahı virajdan “Değişim”le çıkan bir Makedonya’da görüşmek dileğiyle.